İşte bütün bu olumsuz olaylar neticesinde, Zabitân Grubu'nun bir
müddet sonra adını değiştirdiği ve yine Muğlalı Mustafa Bey başkanlığında
Yavuz Grubu olarak faaliyetini devam ettirdiği anlaşılmaktadır.
Yavuz Grubu'nun mührü, Yavuz Sultan Selim'in resmini taşıyordu.
Yarbay Mustafa (Muğlalı) Bey tarafından, Ankara'da Müdâfaa-i Milliye'ye
ve Erkân-ı Harbiye-i Umûmiye (Genelkurmay) Reis Vekili Fevzi (Çakmak)
Paşa'ya "Çok Acele" kaydıyla gönderilen ve üzerinde "Yavuz
Grubu" nun mührü bulunan 12 Mart 1337 (1921) tarihli bir şifreli
raporda (belgede)[17];
Anadolu'ya takalarla nakledilmek üzere Sarıyar Bölgesi'nde sahile
yakın bir noktada Teşkilât tarafından saklanan 570 adet mavzer ile
4 hafif makinalı tüfek ve 10 sandık cephanenin, Askerî Nigâhban
tarafından İngilizler'e ihbarı neticesinde kaybedildiği, ancak gönüllü
subayların kaçarak saklanmaya muvaffak oldukları bildirilmekte,
ayrıca İngilizler adına ajanlık yapan şahıslardan bahsedilmekte
ve bu şahısların Adapazarı yönünden Anadolu'ya gönderildikleri belirtilmektedir.
Muğlalı Mustafa Bey'in yakalanma tehlikesi sebebiyle, Eylül 1921'de
İstanbul'dan Anadolu'ya geçmesinden sonra Yavuz Grubu'nun faaliyetlerinin
sekteye uğradığı anlaşılmaktadır.
Hamza, Mücâhid, Muhârip ve Felâh Grupları:
Türkiye Büyük Millet Meclisi (TBMM)'nin 23 Nisan 1920 tarihinde
Ankara'da toplanmasından ve Ankara Hükümeti'nin, İstanbul'un etkisini
pasifize eden bir güç olarak ortaya çıkmasından sonra başta İstanbul
olmak üzere, ülkenin her tarafındaki gizli direniş gruplarının tek
bir merkezden, Ankara'dan yönetilmesi kararlaştırılmıştır. Bu cümleden
olarak, Anadolu'ya subay, silâh, cephane ile malzeme göndermek ve
istihbarat yapmak amacıyla, Erkân-ı Harbiye-i Umûmiye Riyâseti
(Genelkurmay Başkanlığı)'ne bağlı olarak 23 Eylül 1920 tarihinde
İstanbul'da Hamza Grubu kurulmuştur. Ancak grup, şifre anahtarlarının
düşmanın eline geçmesi ve Ankara'dan gönderilen kurye çantasının
yolda kaybolması üzerine adını değiştirmek zorunda kalmış ve 15
Aralık 1920 tarihinden itibaren Mücâhid adını almıştır. Bu grup
da kısa bir zaman sonra adını değiştirmeye mecbur kalmış ve 23
Şubat 1921 tarihinde Muhârip adını alarak faaliyetine devam etmiştir.
Nihayet grup, 31 Ağustos 1921 tarihinde Felâh adını almıştır.
Fevzi (Çakmak) Paşa, grupların devamlı olarak adlarını değiştirmelerini,
İngiliz Servisi'nin faaliyetlerine bağlamaktadır.
Felâh Grubu da, Ankara'ya subay ve cephane gönderimi ile istihbarat
teminine ağırlık vermiş, Millî Mücadele lehinde propaganda faaliyetinde
bulunmuştur. İstihbarat konusunda özellikle Yunan ordusunun durumu
ile ilgili haberleri Ankara'ya iletmiştir. Felâh Grubu, İngiliz
taraftarı Damad Ferid Paşa tarafından Anadolu'ya gönderilen ajanların
listesini de ele geçirerek, Ankara'da Erkân-ı Harbiye-i Umûmiye
Riyâseti'ne göndermiştir.[18]
Felâh Grubu'nun faaliyetlerine ise 4 Ekim 1923 tarihinde son verilmiştir.
Millî Mücadele döneminde, Anadolu'ya silâh, cephane, malzeme ve
istihbarat temini amacıyla daha başka gruplar da faaliyet göstermekte
idiler. Bu küçük gruplar arasında, İmalât-ı Harbiye, Muâvenet-i
Bahriye, Nâmık, Ferhâd, Kerimî ve Fethiye Deniz Grupları sayılabilir.
Askerî Polis (Ayn-Pe) Teşkilâtı :
Ordu içerisine sızan yabancı ajan faaliyetlerine ve propagandasına
karşı koymak amacıyla, 18 Temmuz 1920 tarihinde Garp Cephesi Komutanlığı'na
bağlı olarak Erkân-ı Harbiye-i Umûmiye Riyâseti tarafından Askerî
Polis (Ayn-Pe) Teşkilâtı kurulmuştur. Teşkilât, başlangıçta başarılı
hizmetler vermiş, ancak daha sonraları gizliliğe riayet etmediği
ve yetkilerini aşarak her işe karıştığı gerekçesiyle 21 Mart 1921
tarihinde lağvedilmiştir.
Müsellâh Müdafâa-i Milliye (M.M.) Grubu:
Edinilen tecrübelerin ışığında ve belirlenen yeni hedeflere ulaşılabilmesi
amacıyla, 1921 yılı başlarında Fevzi (Çakmak) Paşa'nın direktifi
ile Hüsamettin Ertürk tarafından İstanbul'da Müsellâh Müdâfaa-i
Millîye Grubu (M.M. /Mim Mim) kurulmuş ve 3 Mayıs 1921 tarihinde
TBMM Hükümeti tarafından resmen kabul edilmiştir. M.M. Grubu, asker
ve sivil kesimden oluşan kadrolarıyla İstanbul'da geniş bir ajan
ve haber ağı kurmayı başarmış, Anadolu'ya silâh ve cephane kaçırılması
faaliyetlerini organize etmiş, düşman karargâhlarına, işbirlikçi
gruplara ve yabancı misyonlara sızarak çok sayıda önemli belge ve
bilgiyi elde etmiştir. Grub'un faaliyetlerine İstanbul'un kurtuluşundan
sonra, 5 Ekim 1923 tarihinde son verilmiştir.
Tedkik Heyeti Âmirlikleri:
Askerî Polis Teşkilâtı'nın kapatılmasının istihbarat faaliyetleri
açısından doğurduğu boşluk, yine Erkân-ı Harbiye-i Umûmiye Riyâseti
tarafından kurulan ve 1 Nisan 1921-22 Haziran 1922 tarihleri arasında
Anadolu'nun çeşitli şehirlerinde faaliyet gösteren "Tedkik
Heyeti Âmirlikleri" vasıtasıyla giderilmiştir. Âmirlikler,
komünist faaliyetler, ajan faaliyetleri, azınlıkların tutum, davranış
ve düşmanla işbirlikleri, Yunanlılar'ın işgalleri ve zulümleri,
halkın Millî Mücadele karşısındaki tavrı gibi konular üzerinde çalışmıştır.
Tedkik Heyeti Âmirlikleri de, personelinin kimliklerinin deşifre
olması sebebiyle, 22 Haziran 1922 tarihinde lağvedilmiştir.
Geçit Teşkilâtı:
1922 yılı sonları ile 1923 yılı başları arasında, Erkân-ı Harbiye-i
Umûmiye Riyâseti tarafından I.Ordu Komutanlığı'na bağlı olarak,
İstanbul ve Trakya'ya yeniden yapılacak bir saldırıya karşı koymak,
İngiliz işgal birliklerini takip ve kontrol etmek amacıyla, Geçit
Teşkilâtı Kumandanlığı (GTK) adı ile bir teşkilâtın kurulduğu görülmektedir.
Lozan Barış Görüşmeleri (20.11.1922-7.2.1923)'nin, 24 Temmuz 1923
tarihinde Lozan Barış Antlaşması ile sonuçlanmasından sonra, Fevzi
(Çakmak) Paşa'nın emri üzerine 8 Ağustos 1923 tarihinde Teşkilât'ın
faaliyetlerine son verilmiştir. [19]
Tedkik Heyeti Âmirlikleri'nin kapatılmasından sonra bunların yaptıkları
istihbarat, propaganda, takip ve araştırma görevleri, Ordu Kurmay
Başkanlıkları'na bağlı olarak çalışan İstihbarat Şubeleri tarafından
yürütülmeye başlanmıştır. 1922 yılının ortalarından, Cumhuriyet
döneminde 1926 yılının başlarına kadar bu görevleri Ordu Müfettişlikleri
İstihbarat Şubeleri devam ettirecekler[20]
ve aşağıda görüleceği gibi, Ordu Müfettişlikleri de bu görevleri
Erkân-ı Harbiye-i Umûmiye Riyâseti'nin talimatı üzerine, Millî Emniyet
Hizmeti (M.E.H.) Riyâseti Şubeleri'ne devredeceklerdir.